Pirincin Hazin Hikayesi

kaza kurşununa gitmemek için ” tuvalete giderken beni bekleyin, orada olsun istemem” diye oğullarına son ricasını yapıyor.
Üç gün geçiyor. İstediği o son çorbadan 2-3 kaşık zorla da olsa içip son kurşun sıkılıyor, yine mavi ışıklar altında hastaneye koşuluyor, orada hayatını kaybediyor.
komşular cenaze evi için tavuklu pilav yapmış. mahalle kalabalık. Bir sürü tencere… Annem pilava bakarken birden ağlamaya başlıyor, mutfakta sigara içen evlatlarına da ilk kez o yukarıdaki pirinç hikayesini anlatıyor. Yeni evliydik diyor, babanızın en mutlu olduğu gündü o gün diyor. O sessiz sakin adam yerleri yumruklamıştı gülerken diyor. Çok mutluydu diyor.
O an şok oluyorum. böyle nefesim kesiliyor. Ablam ” iyi misin?” diye beni dürtüyor, ben saçlarımı yoluyorum.
babam o son kalp krizinde apar topar ambulansla hastaneye yattığı an aklıma geliyor, tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadığı ve naaşını da morga götürdükleri akılıma geliyor. Ölüm evraklarını imzalarken cüzdanını bana teslim ediyorlar.
Elimde babamın cüzdanı hastane bankına oturmuş merak ve sıkıntıdan içini açıyorum. Babamın siyah beyaz fotoğrafını görüyorum. Hıçkıra hıçkıra öpüyorum. Sonra ufak gözünü açıyorum, orada küçük bir poşet gözüme çarpıyor, içine bakıyorum bir tutam pirinç. ” bu pirinç de ne ki?” diyorum. Anlamıyorum.
Ertesi gün annem mutfakta bu hikayeyi anlatınca hemen babamın çekmecesinden cüzdanı alıp geliyorum. Ablam halen ”iyi misin?” diyor. Ellerim titreye titreye cüzdanı açıyorum. Küçük pirinçli poşeti masaya koyuyorum. Belli ki babam yıllardır o pirinç tanelerini cüzdanında saklamış. O anki mutluluğunu hep yanında taşımış. annem görünce iyice yıkılıyor, herkes ağlıyor, biz öylece masadaki pirinçlere bakıyoruz, konuşamıyoruz ve o pirinç tanelerini mezarının dört bir yanına döküyoruz.
Huzur içinde yat sessiz sakin suskun adam…
Kaynak : alıntı

Geri

En Çok Okunanlar