Sene 1965. Bir genel müdürlükte özel kalem müdürü yardımcısıyım. Bayrama on gün varken benim müdür hastalandı.
Ben ise işe gireli iki hafta olmuş, olmamış. Genel müdür beni çağırttı:
─Tebrik kartları hazır mı? Şaşırdım:
─ Anlamadım! Hangi kartlar efendim?
─ Aman evladım, Şükrü Bey sana söylemedi mi? Bayram geldi, tebrik kartları şimdiye kadar hazır olmalıydı. Eyvah. Çabuk hemen hazırlayın.
─ Emredersiniz efendim! dedim. Ancak sabaha kadar üç bin kartı nasıl yazacağım?
Genel müdür, bütün kartları çini mürekkebiyle ve en güzel yazımla yazmamı istedi. Üç bin karttan iki bin tanesini kendisinden makamca alttakilere şu şekilde yazacaktım: