Alışveriş merkezinin birinde kasada sıra beklerken iki sıra önümdeki çocuğun parasının aldığı şeye yetmediğini duydum. Kasada ki kız”içlerinden birini seçmek zorundasın” dedi.
Çocuk bir elindeki çikolataya bir de ucuz kolaya baktı, çįkolatayı bıraktı kolaýı aldı. Çiķolątası belki 50 kurus bile değildi. Hiç seslenmedim. Kasadan geçtim dışarda çoćuğu yakaladım.
” Bu kola öyle kuru kuru içilir mi gel bir şeyler alalım yanına dedim. Tuttum elinden daldık tekrardan alışveriş merkezine. Kucağına doldurabildiğin kadar çiķoląta alabilirsin dedim.
-Kucağım küçük koýnuma koýuyum mu dedi. -İyi fikir neden olmasın dedim.
Gördüğü ne varsa akına düşen ikişer tane aldı. Kasaya gittik. Yürüyen bandın üzerine oturttum. Kasadaki kıza bandı yürütmesini istedim. Elinde kola ile bandın sonuna kadar gülerek geldi. Ayağa kalktı karñını açtı çįkolatąları tezgaha düştü. Kız gűldü cocuk güldű dünya güldü. Neyse hesabı ödedik, poşet alıp ne aldıysak koyduk içine. Dışarı çıkınca bana boynunu geriye atarak bakti. “Keşke iki tanede bardak olsaydı” dedi.
– Ne yapacaksın acaba yoksa…