Üsteğmen Faruk cepheye yeni gelen askerleri kontrol ediyor bir taraftan da onlarla laflıyordu nerelisin gibi sorular soruyordu. Bir ara saçının ortası sararmış bir çocuk gördü. Merakla “adın ne senin evladım” der. Çocuk “Ali” diye cevap verir. Nerelisin? der. Tokat Zile’denim der. “Peki evladım bu kafanın hali ne?” “anam cepheye gelirken kına yaktı komutanım der. Neden? der komutan.
“Bilmiyorum komutanım” der: Peki gidebilirsin Kınalı Ali” der. O günden sonra herkes ona Kınalı Aľi der. Herkes kafasındaki kınayla dalga geçer. Kısa sürede cana yakın ve cesur tavırlarıyla tüm arkadaşlarının sevgisini kazanır. Bir gün ailesine mektup yazmak ister. Ali’nin okuma yazması da yoktur arkadaşlarından yardım ister ve hep beraber başlarlar yazmaya. Ąli söyler arkadaşları yazar. “sevgili anne babacım ellerinizden öperim ben burda çok iyiyim beni merak etmeyin” diye başlar. Kız kardeşini kendinden bir küçük erkek kardeşini sorar köyündekilerin burnunda tüttüğünü yazdırır. Kendilerini merak etmemesini kendileri var oldukça düşmanın bir adım bile ilerleyemeyeceğini yazdırır. Gururla mektubu bitirir ve birden aklına gelir yazının sonuna anasına NOT düşer derki: